Pages

23 Aralık 2013 Pazartesi

Yorganım Bile Bana Küsmüş



 Alarmım bile çalmıyor, sen uyanma, gerek yok sana diye. Saatim durmuş, saat, 9'u 45 geçiyor, akreple yelkovan kapıya doğru çık git diyor. Yorganımla bile barışık değilim her sabah yerlerde, intihar etmiş olarak buluyorum onu. Acaba üzerine battaniye koydum diye mi alındı, 3'lü uyuyoruz diye mi? Odamda ayna yok benim, kendimle bile barışık değilim görmek istemiyorum silüetimi. Kıçım başım dağınık ilk işim televizyon oluyor, dünyada ben yokken neler dönüyor diye. Hepte güzel haberler var, mutlular bensiz insanlar. Evlendirme programları falan var, herkes çok ama çok neşeli oralarda. Ben ise keyifsiz buralarda. Rol gereği belki, senaryo var ceplerinde, bende o bile yok, kimse kaale almıyor beni maalesef, yaalnızım aa dostlaar.

 İçim dışım sıkılıyor, suyum çıkmayacak kadar kurumuşum, bitmişim, ölsem iyiymiş. Telefon defterimi şöyle kurcaladığım da arayacak insan çok, ama açan yok. Hepsi rehberimde birer isim, öyle tanıyorum onları. Açsa dahi operatörle aram bozuk, hemen kesiyor hattımı, kapsama alanına dışlıyor beni. Bilgisayarım benim en yakın dostum. Yalnızlığımı onla gideriyorum. Bazen sırf biri bana merhaba desin diye Windows 8'i tekrar tekrar yüklüyorum. Sosyal iletişim ağlarının hepsinde varım da, gene arkadaşım yok, online yaşyaan offline bir insanım. Bağlanacak kimsem yok. Ben, bilgisayarım ve geçenlerde beni terk eden maket gemimin yerinde biriken tozlarım. Kalemlerim bizi kullanmıyorsun, çok şekilavyecisin dediler, gemiye mürettebat olup, gittiler.

 Arada hava almak için dışarı çıkıyorum, birtek oksijen küsemedi bana, ibneliğine hayatta tutuyor beni sanırım. Kızlı erkekli geziyorlar sokaklarda. Bense, Benli ve Bensiz. Ruhum ve Ben. Vicidim ve Ben. Kadın sesine ihtiyacım oluyor benim de. Bankamatik ve Akbil dolum yerleri tek çarem kadın sesi için. Dokunmasında değilim artık. Bir tanesi gelip bana küfür etse bile içim geçicek. Gerçekten yalnızım sanırım. Yürüdüğüm kaldırım çizgileri bile sağa sola dalgalanıyor basmayayım onlara diye. Ağaç sandı köpekler beni, WC olarak kullandılar. İnsanlar hergün koşuya mı çıkıyor yoksa benden mi kaçıyorlar?  Kalbim o kadar boş ki geçen gün ölçüm yapmaya geldiler, bina dikeceklermiş, anca öyle dolarmış oralar.

 Hayır odam çok sessiz gerçekten. Klavye tuşlarından çıkan ses komşuyu rahatsız ediyor bazen.  Koridorda volta atıyorum sıkıntıdan. Turkcell kampanya mesajlarını bile bıraktı, atmıyor artık. Güncelleme gelmiyor bilgisayarıma, sen geride kal, eski, geber diye. Buzdolabım çok soğuk bana karşı, yemekler hep donuk mesela. Ocağım bile yanmıyor, sönmüş. Kapıcı benden aidat almayı kesti geçenlerde. O evde kimse yaşamıyor, diye düşünüyor herhalde. Yaşıyor muyum işte onu ben de bilmiyorum. Son zamanlarda aynaların bile görüntüsü gidip gelmeye başladı. Bir varım bir yokum. Şurada ölsem, yeni kiracı gelen kadar farkedilmem. Eminim. Çoheminim hemde.

 Uyku tek çarem. Rüyalarımda mutluyum. Gibi gibi. Onları da görmeyi keşke kendim seçebilseydim. Okey taşı gibi ara ara görüyorum rüyalarımı. Tepeler var falan. En tepesindeyim, tüm beynim, hayallerim, fikirlerim önümde. Böyle buradan bakınca çok ciksler. Ama onlar da toz tutmuş. Yapamaya yapamaya pörsümüşler. Çok şey planlamışım meğer. Çok şey istemişim halbuki. Hepsi kalmış köşede bir yerde. Eriyor gidiyor hayaller, tıpkı benim gibi, belkii. Çok yalnızım çok.


Çay koyunca bile geçmiyor bazı şeyler...

19 Aralık 2013 Perşembe

2 Nokta Üst Üste Parantez Kapa



Özetle budur :)

 Harf bile olmamalarına rağmen aralarında barındırdıkları anlamlar ile belkide dünyanın en manalı manasız şeyidir. Bana sorarsanız, dünyanın en gereksiz, en yüzeysel, en yapmacık işaretidir. İçinde kesinlikle zerre sevimlilik barındırmayan, tüm negatif enerjinin şirket amblemi gibi bir şey. Gönderenin ruh halini belli eden karşıdakinin ruh haline resmen tecavüz eden şey.

 Ben şahsen nefret ediyorum, katlanamıyorum, tiskiniyorum. Çünkü bazen ruh halini belirtmekten çok iç dünyasındaki düşünceleri dahi 2 işaretin birleşmesi sayesinde karşınızdaki size bunu belli edebiliyor. Şu lanet olası şey bana geldiğinde kendimi uzaklaştırılmış, istenmeyen, siktir git buradan komik değilsin denilen biri gibi hissediyorum. Anlamlarını da say say bitiremezsin. Yüzeyselliğin periyodik tablodaki simgesi gibi. Özet geçtim piçin işaret dili. İstenmiyorsunun resim şekli. Seni kaale almadım, yazdığın afedersin ama zerre mikimde değilin sinopsisi. Kesinlikle rahatsız bir şey. Birincisi böyle bir yüz ifadesi yok. Var desen bile çok sahte. O kadar sahte ki Ajdar'ın müzikleri bile daha orjinal bu işaretimsinin yanında. Bi gidip aynanın karşısında kendinize şu ifade ile gülsenize. Nefret edersiniz kendinizden o anda.

 Pozitif anlamı çok. Gülmek olmadığı kesin ama. Sen istenmiyorsun, beni güldürmüyorsun, koyayım da gülmüş gibi durayım, çok yavşağım, ya tamam yazma bana yeter, içim pörsümüş en fazla bu kadar gülebiliyorum. İrite edici bir şey bu. İrrevisible'da ki tecavüzün smiley versiyonu. Yapmacılığın Oscar simgesi, çirkinliğin abidesi, sahteciliğin kalpazan lideri!  

 Katılmıyorum. Gülmüyorsunuz. Hangisi daha itici? Alınmak yok kızlar ama bu cümleyi çok kuruyorsunuz; ama gerçekten güldüm. Şu :) tarzda gülüyorsanız bence gülmekten istifa edin. Kıdem tazminatınızı alın MSN Smiley Company'den ve bir daha ömür boyu gülmeyin! Erkekler? Abi siz hiç yapmayın bokunu çıkarıyorsunuz.

 Bunu gönderen insanın içinin paslanmış, tozlanmış ya da hiç açılmamış olduğunu iddaa ediyorum. Bak tiskiniyorum, eyvallah, arada kullanabilirsiniz. Ama hepiniz mi Jokersiniz Allah'ına yandıklarım? Ruhunuzun derinlerde boğulduğunuzun eseri bu işaret. Gülemiyorsunuz, çabalıyorsunuz gibi bir hava var. Ikınıyorsunuz da çıkmıyormuş gibi. Azıcık gülün, gülmek ömür uzatır. Egolarının üstünde yaşayan, herkese yapmacıktan gülenleri saymıyorum, onlar gebersin gitsin.

 Gerçekten şu lanet şeyi hiç sevemedim. Zamanında alayımız kullandık bunu. Ama ben meslek edinmedim. Dolaba kaldıralı, kullanmayalı da yıllar oldu. Gerçekten gülmeyi tercih ettim ya da hiç gülmedim. Çünkü bu gülme değil. Sırıtmak? Yüz yüze konuştuğunuz bir kişi, size karşı o şekilde sırıtsa, ay güldü, diye mutlu olur musunuz yoksa siktir bi sıkıntı mı var dersiniz? Lütfen şu lanet şeyi meslek edinmeyin. İçinizin boğukluğunu bize kanıtlamak, yapmacılıkta master belgenizi bize göstermek zorunda değilsiniz.


Gülmek dediğin içten olur, sizin ki dıştan.