Pages

4 Aralık 2014 Perşembe

Seni Görünce Her Şey 404

 

Aslında terlemek gibi bir planım yoktu. Hele ki dışarıda göte meraklı bir soğuk varken. Ama insan yapısı çok değişik, acayip kuntik. Çünkü seni görünce bir an elim ayağım boşaldı. Yok artık dedim, melekler de tayt giyiyormuş. Tam da karşımdaydı. Paralel kenarım gibi duruyordu. Gözlerim öyle kitlendi ki ona önümden biri geçse ortadan 2'ye ayrılırdı. Çok güzeldi. Fazla güzeldi hatta. Bir insanın bu kadar güzel olması haksızlık. Hiç bu kadar sevaba girmemiştim. Orada öylece duruyordu. Bir insan bu kadar mı güzel durabilir? İçimde şematik bir şekilde parçalara ayırıyordum onu. Her yanını ayrı ayrı seveyim ki daha fazla sevmiş olayım diye. Kıvır kıvır saçları vardı. Böyle saçlarına gözlerini kırpmadan bak 10 saniye sonra kapa gözlerini, direk belirsin beyninde. Kısaydı saçları. Ama uzundu da. Legolasın okları kadar etkileyici kaşları vardı. Ah o burnu. Sadece burnu bile koca bir kreşi sevindirmeye yeter; o kadar tatlı! Peercing de vardı burnunda. O demir parçasını bile kıskandım o anda.

 Aslında böyle çok insanlara bakan, onları süzen biri değilim. Hele ki kadınlara hiç bakmam. Bir bakış; bir yavşayış. Güzele bakmak sevap derlerdi, artık güzele bakmak yavşak oldu. Ama gözlerimi alamıyorum ki ondan. Kıpkırmızı bir ruju vardı. Cehennem dudaklarında resmen. Günahkarların hepsini çağırıyor oraya. Bir üzüm bağındaki her üzüm tanesi kadar öpmek istiyorum şuanda onu. Sevimli de bir şey. Ara ara dudağını ısırıyor. Kimle konuşuyorsa artık telefonda. Hangi hıyarın tuzu oldu acaba? Kim güldürüyorsa şimdi ama teşekkür ederim ona. Güldükçe cennete gidip gidip geliyorum. İnsanoğlu bu kadar güzel gülemez. O başka bir şey yapıyordu. Ve gene dudağını ısırıyor. İçim acıyor içim!

 Bakmamaya çalışıyorum. Çünkü bana bakarsa yakalanırım. Yanlış olur. Ayıp. Ama olmuyor. Duramıyorum. Gömlek giymiş. Erkek gibi. Bu kadar mı yakışır?! Bende bile bu kadar güzel durmuyor. Hatlarını çıkarmış ortaya. Dolmuş seferleri düzenlenir o vücutta. Fizik kurallarını kim koyduysa derhal iptal edilmeli. Senin yanında her şey çirkin, her şey yanlış. Sevişmesek de olur. Elim vücudunun üstünde F1 pilotu gibi sürekli tur atsa da yeter. Dokunsam sana, komada sevsem seni. Aman Allah'ım neler diyorum böyle. Çok kötü düşünceler bunlar. Ama duramıyorum!

 Sana uzansam, düş müsün diye kontrol etsem, gerçek çıkarsın da rezil olurum diye korkuyorum. Orada öylece duruyor. Herkes mutlu şuan, her şey güzel, her şey doğru etrafında. Eyvah! Bana baktı. Bir de güldü bana. İnsan mısınız diye sorsam çok mu kaba olur? Dışarıdan benim her damarımı fethederken, beni sevsen acaba neler olur? Seni seven, sana dokunan herkesi yaksam faşist olur muyum? Senle hiç konuşmadan yıllarca bakışsak, yaşlanmış olur muyuz? Çok güzelsin be kızım. Sana rakı dayanmaz. Bakıyorum bakıyorum doyamıyorum.

 Ve bir anda durduk... Durduğumuz anda saçları savruldu, boynunda gezindi her teli. Sonra... Sonra otobüsten indi. Biz de bastık gittik.

0 yorum:

Yorum Gönder