Doğduğumda hayat ne kadar güzeldi dersem olmaz çünkü
ben 5 yaşıma kadar hiçbir şey hatırlamıyorum. 5 ile 6 arası güzeldi ama o
kesin. Dert tasa yok tüm gün çizgi film izleyip yemek yiyordum. Bir de balkona
çıkıp, Allah'ım ne olur kırmızı rangers olayım, diye yalvarıyordum. Hayatım
bunlardan ibaretti. Güzeldi yani. Şimdi yapamadığımı, o zaman yapmıştım,
sevgilim vardı. Kim bilir nerededir. Her gün balkonunun önünde çimlerde oturur
annesi ile kahvaltı etmesini izlerdim. Adını bile hatırlamıyorum. Tüm gün bisiklete
falan binerdim, bianchi vardı o zamanlar alamazdım ben, o kadar zengin değildik
falan. Sonra şirinler olduk...
İlkokula yazdırdılar beni. Sormadılar da bana sen
yazılmak istiyor musun diye? Attaaa gidiyoruz dediler, kayıt yaptırdık. Artık
okulluydum, sınıfları dolduracaktım. İlk günümü hatırlarım mesela. Hatırlamamak
mümkün mü. Bilerek mi yapmışlar, öyle bir sınıftayız ki, aileler hemen
pencerenin dışında bize bakıyorlar. Boşluk falan yok. Anne gel desem camdan
içeri girecek kadın. 60 kişili sınıfın 50'si ağlıyor. Okula geldiğinin
bilincinde olan tek kişi bendim sanırım. Herkes ebediyen bırakılıyormuş havasındaydı.
Zor günlerdi... Öncelikle zeki değilsin. Okulda koşturmak ya da sınıfta oturmak
en büyük eğlencelerin. Hacı dün naptın diyemiyorsun ki yanındakine. Hem biz 3
kişi otururduk bir sırada. En fazla yapacağımız sohbet, tom dün jerry'yi gene
kapamadı be. En büyük aktivitem kantin kuyruğuna girmek, bahçede nedensiz yere
koşturmak, o zamanlar yeni çıkan ice tea'nin verdiği yapışkanları toplamak,
altıma sıçmak, eve maceralı bir yürüyüş yapmak.
İlkokul kötü değildi. Sınav falan yoktu en
azından. Şirinler olarak takılıyorduk. En fazla pantalonun yırtılıyor, ben
alnımı yarmıştım ya da durduk yere kavga ediyorsunuz. Sonra orta okul geliyor.
Araştırmalara göre orta okula geçiş en zor dönemlerdenmiş. Birincisi
şirinlerden bir anda Klark Kent'e dönüşüyorsun. Tabii ki zor. Takım elbiseyi
giydiriyorlar sana salıyorlar okula. Şirinlerken, iş adamına dönüşüyorsun.
Takım elbisenin yan etkileri de sınav olmaktı. Takım elbiseliler sınav olur!
İlk 1'im ile o zaman tanıştım. Korkumdan eve gidememiştim. Bunu okuyan kızlar
şimdi eminim ki anlamıyorlardır. Ne 1'i yahu! 85 alıp da ağlayan kızlar vardı
okulumuzda. Ben korkumdan eve gidememiştim. Sonrası zaten liseye hazırlık. İlk
aşklar, ciddi kavgalar, planlar, spora atılım falan filan. Orta okulda fena
değildi bence. Takım elbise ile futbol oynanabildiği sürece sıkıntı yoktu bize.
Armağan abimin dediği gibi, acaba şimdi nerededir,
lise'de aklını alacaklar demişti. Aldılar ki bu yazıyı yazıyorum. Gene takım
elbiseliler olarak farklı bir okulda irtica etmeye başladık. Kurallar farklı,
dersler farklı, insanlar farklı. Lise kopuk uçurumun bulunduğu bir yer. Bir
tarafta lise 1'e başlayan dünyanın daha kaç bucak olduğunu bilmeyen hala ana
kucağı isteyen sivilceliler, bir tarafta üniversite hayali kuran, 1 sene
sonrasına evlilik planı yapan, tenefüste kestiği sakalı derste gene çıkan
tipler. Bir mi bu? Eşit mi? Lise diğerlerine göre rahat değildir. Lise kötüdür!
Lisede sınav derdin vardır, lisede üniversite derdin vardır, lisede evrim
geçirirsin birincisi!? İlkokul ve orta okulda her sene aynısın. Aynı sen.
Lisede öyle değil. Her sene farklı bir sen. Boy farklı, tip farklı, fikirler
farklı. Lise 1'de metalci iken 2'de rapçi olabilirsin. Lise tam bir fabrika.
Çocuk olarak girersin, eşşek kadar çıkarsın.
Sonra üniversite var. KAZANILMASI GEREKEN! Onu
kazanıyorsun. Çok büyük ümitlerle gidip lisenin ek paketi olduğunu fark
ediyorsun. Çok eğleneceğiz, farklı olacak diye gidersin, mekan farklı ama
kafalar aynı. Hala liseli kafası... Üniversite ile genelde eğitimin bittiği
sanılır. Hayır... Üniversite sadece sizi son yolculuğa hazırlayan bir
ciddileştirme politikasıdır. Ergen girer, adam oldum diye çıkarsınız, sözde.
Üniversite farklıdır. Günahlarınıza boyun eğeceğiniz, kurallarınızı
çiğneyeceğiniz, yapmam dediğiniz her şeyin parçası olabileceğiniz bir yerdir.
Dikkatli olun. Anlat anlat bitmez esasında üniversite. Eğitim değişiyor???? Her
4-5 yılda bir kendinizi çok farklı mecralarda buluyorsunuz. En sonunda
Üniversiteyi bitiriyorsunuz. Ve vuala! Mezun olduğunuzu sanıyorsunuz. İşte en
büyük yanılgı burada. Esas eğitim şimdi başlıyor. Hayat Üniversitesinde master
yapmaya başlıyorsunuz. Cem Yılmaz'ın dediği gibi okul hayatınız boyunca
öğrendiğiniz her şeyi silip, yeniden öğrenmeye başlıyorsunuz. Esasında orada
öğretilenlerin çok faydası olmadığını fark ediyorsunuz. Ufak tefek hayatınıza
faydaları var. Ama esas eğitim siz Hayat Üniversitesinde iken başlıyor. En zoru
da bu eğitim... Şahsen ben master yapıyorum şuan. Evde pinekleme ve Yazar Olma
Çabaları adlı kıytırık bir bölümdeyim. İleri ki senelerde daha eğlenceli oluyor
diyorlar. Bakalım... Eğitimime devam ediyorum. Sizi uyarayım dedim. Her
mezuniyet, yeni bir eğitim dönemine başlangıçtır. O yüzden mümkünse mezun
olmayın.
0 yorum:
Yorum Gönder